İstanbul HAFİF YAĞMUR
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

15 Nisan 2024 Sarah Bernhart’la Randevu

Dilek Türker – Tiyatro Ayna’nın sahneye taşıdığı “Bu Bir Efsane Sarah Bernhardt” oyunu 15 Nisan akşamı Atatürk Kültür Merkezinde izleyici ile buluşuyor…

2 Perdeden oluşan oyun 120 dakika sürüyor. Oyunun künyesi şöyle;
Yazan: John Murrell
Çeviren: Esin Talu Çelikkan- Yönetmen: Hakan Altıner
Oyuncular:
Sarah Bernhardt: Dilek Türker-Pitou: Tayfun Yılmaz

Kostüm ve Dekor Tasarım: Sadık Kızılağaç
Reji Asistanları: Osman Barış Özkoçak, Can Özoğul
Kostüm ve Dekor Tasarım Asistanı: Melis Hafızoğlu
Video Mapping Tasarım: R. Onur Duru, Mısra Candanadam
Fotoğraf Sanatçısı: Özlem Dikel
Işık ve Ses Tasarım: Ufuk Serbest
Yapım Koordinatörü: Beksultan Oğuz
Proje Koordinatörü: Nurgül Yeziz

Sarah Bernhardt’a can veren Türk Tiyatrosu’nun yıldız oyuncularından Dilek Türker Ayna 13 yıl İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda oyunculuk yaptı. 12 yıl Almanya’da yaşadı ve tek kişilik oyunlar sergiledi; 1990 yılında İstanbul’a geri dönüp Tiyatro Ayna’yı kurdu. Türk yazarlara özgün projeler yazdırıp sahneledi.

Nilgün Serimoglu daha ayrıntılı bilgi için Dilek Hanım’la yaptığı söyleşiden satır başları:

N.S. -Türk Tiyatrosu’nun en önde gelen isimlerinden birisiniz Yalnızca sahnede değil sahne dışında da sanata özgün bir duruş katan öncülerdensiniz. Sanatçı kimliğini yücelten bir yaşamınız oldu.
D.T.- Tiyatro benim aşkım, yoldaşım. Ben tiyatronun, toplumun ve kendimin ‘Soytariçe’siyim. Sahneden, tam 56 yıldır “Kral çıplak” demekten vazgeçmedim. Kendimi keşfettikten sonra, toplumsal kaygıların, karabasanların yerine umut ve güzellik ekmeye çalıştım, bu topraklarda ve dünyada… Sözümü hep tiyatro sahnesinden, tiyatronun estetik dilinden söyledim. Ama hiç çekinmeden söyledim. Kalbimde taşıdığım roller, canlandırdığım kadınlarla… Eğilmeden, bükülmeden, ödün vermeden devam ettim.

N.S. Uzun bir sanat yaşamınız var ve bu süreye çok şey sığdırdınız. Zor zamanlar da yaşadınız ve hiç yılmadan devam ettiniz.
D.T- Pandemi süreci bir tür durma noktasıydı, benim için de. Evlere kapanmıştık. Üstelik rahatsızdım. Bacağımda oluşan kemik iltihabı nedeniyle yedi ay boyunca, neredeyse hiç kıpırdamadan yatmak durumunda kalmıştım. Fakat boş durmadım; hayat durdu, ben yine durmadım. İki ayrı proje hazırladım. Hazırladım ama, sahneye taşımak için para yok. Evet, para yok!
N.S.- Bu zor durumda sanırım her şeyi bırakmayı düşündünüz.
D.R.- Bir süre için evet. Yapabileceğim bir şey yoktu. İntiharı, ölümü düşlediğim zamanlar oldu, inanın. Kendimi çaresiz hissediyordum. Ve bir gün Hakan Altıner geldi. ‘Öyle bir proje var ki, derhal ayağa kalkacak, gerekirse bastonla ya da oturarak, bu rolü yaşar kılacaksın ‘ dedi. ‘Hayır, yapamam’ diyemedim. Yenilgi yoktu hayatımda. Çok geçmeden, Hakan Altıner, Halide Edip Adıvar’ın hatıralarından uyarladığı ‘Türk’ün Ateşle İmtihanı’ ile geldi. Tayfun Yılmaz da oyuna dahil edildi. Sonuçta ilerleyen günlerde daha büyük zorluklarla da karşılaştığımız oldu ama hep olayların üzerine gittik. Geri adım atmayı hiç düşünmedik ve başardık.
N.S.-Genelde güçlü kadınlara hayat verdiniz. Kendi gücünüzü kattığınız için çok gerçekçi oyunlar sergilediniz. Bu kimliklerle özdeşleştiğinize tanık olduk. Sarah Bernhardt da bunlardan biri.
D.T.- Sanat hayatım boyunca canlandırdığım en sevdiğim oyunlardan biridir. Sarah Bernhardt hayatıyla, sanatıyla efsane olmuş birisidir. Gerçekten böylesi bir efsaneyi oynamak benim için onur ve gurur vericidir. Sahnede geçirdiği bir kaza sonucu sağ bacağı kesilmiş olan Sarah Bernhardt’ın, uşağı Pitou ile geçirdiği bir geceyi anlatan iki kişilik oyunda Sarah Bernhardt rolünde ben varım. Pitou rolünde ise Tayfun Yılmaz yer alıyor.
N.S.- Sarah Bernhardt, Fransız Legion D’Honeur (Onur nişanı)’nı 1914’te aldı. Sizin de çok sayıda ödülleriniz var.
D.T.- Ödüller bir sanatçı için yüreklendirici, gurur verici övgü anlamı taşıyor. Şöyle saymaya çalışayım;
1973 En İyi Oyuncu Ödülü (İstabul Şehir Tiyatroları, Osmangiller oyunu)
1979 En İyi Oyuncu Ödülü (İstanbul Şehir Tiyatroları, Şvayk İkinci Dünya Savaşı’nda oyunu)
Çağdaş Eğitim Vakfı Onur Ödülü
21. Yüzyıl Eğitim Vakfı “En İyi Sanatçı” Ödülü
2009 Rotary Meslek Onur Ödülü
2010 “Lions Melvin Jones Ödülü”
201115. Afife Tiyatro Ödülleri’nde Nisa Serezli Aşkıner Özel Ödülü

Okunma Sayısı: 212

Sıradaki haber:

TANYELİ KAZDAĞLARININ ŞİFASINA KOŞTU